Hierapolis Antik Kenti: Denizli’nin Hazinesi

02.11.2017
Hierapolis Antik Kenti: Denizli’nin Hazinesi

Hierapolis Antik Kenti, Denizli ilinin 18 km. kuzeyinde, Helenistik ile erken Hıristiyanlık dönemlerine ait kalıntılar içeren bir yerdir. Antik çağlardan bugüne kadar ulaşan en çarpıcı antik kentlerden biridir. Aynı zamanda çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiğine inanılan şifalı suları ile de ünlüdür.

Hierapolis Antik Kenti Konum

Hierapolis, mevkii olarak Pamukkale yakınlarında bulunan bir antik kenttir. Yapılan çalışmalara ve antik coğrafyacı Strabon ile Ptolemaio’un ulaştıkları bilgilere göre, Hieropolisin Karia bölgesine sınır olduğu ortaya çıkmış, ayrıca Laodikeia ve Tripolis kentlerine olan yakınlığı ile de bir Frigya kenti olduğu bilinmektedir. Arkeoloji literatüründe “Holy City” yani Kutsal Kent olarak da adlandırılır. Bunun sebebi ise, kentte bilinen bir çok tapınak ve diğer dinsel yapıların varlığının çok fazla olmasıdır.

Eskiden yer aldığı coğrafi bölge hala tartışılmaktadır. Hierapolis kenti coğrafi konumu sebebiyle, çeşitli tarihi bölgeler arasında bulunmaktadır. Kaynaklara göre bu kent ile ilgili Hellenistik dönem öncesine ait bilgi bulunmamaktadır. Kente Hieropolis ismi verilmeden önce kentte yaşamın olduğu bilinmektedir. Her yıl neredeyse 2 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. Travertenlerin yakınında yer alan bu antik kentte, termal tesislerde hem konaklayabilir hem de masaj, termal sular ve çamur banyolarının keyfini çıkarabilirsiniz.

Hierapolis Antik Kenti Tarihçe

Hieropolis kentinin kuruluşu ile ilgili bir bilgi mevcut değildir. Fakat, Bergama Krallarından II. Eumenes tarafından MÖ. II. YY. başlarında kurulduğu bilinmektedir. Ayrıca ve Bergamanın efsanevi kurucusu Telephosun karısı Amazonlar kraliçesi Hieradan dolayı da adı Hieropolis olarak aldığı söylenmektedir. Bu kent Roma İmparatoru Neron döneminde meydana gelen büyük deprem yaşanana kadar Hellenistik kentleşme ilkelerine bağlı kalmıştır.

Kentin özgün dokusu, deprem kuşağı üzerinde bulunduğundan meydana gelen depremlerden büyük zarar görmüştür. Üst üste birkaç büyük deprem yaşamış, sonrasında tüm Hellenistik niteliğini kaybetmiştir. Son olarak da tipik bir Roma kenti görünümünü almıştır. Hemen hemen her uygarlık döneminde önemli bir kent olan Hieropolis, Roma döneminden sonra Bizans döneminde de önemli bir merkez kent olarak kalmıştır. Kentin bu önemi, MS. IV. yüzyıldan beri Hıristiyanlık merkezi olması ve MS. 80 yıllarında, Hz. İsa’nın havarilerinden olan, Aziz Philipin’in yine bu kentte katledilmesinden kaynaklanmaktadır. Sonradan bu kent Türklerin eline geçmiştir.

UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Miras Listesinde yer alan bu antik kent, bir termal sağlık merkezi gibi görev yapmıştır. Şifalı olduğu düşünülen kaynaklar Anadolu’nun farklı yerlerinden gelip sağlık ve güzellik arayan kişiler için bir ziyaret merkezi haline gelmiştir. Hristiyanlık açısından da kutsal bir yerleşim yeri olan Hieropolis kentinde hem, İsa’nın 12 havarisinden birisi olan Phillippus’un mezarı hem de içinde vaftiz teknesi ve piskopos ayin mekanlarının yer aldığı 6. yüzyıl katedrali ile 7. yüzyıla tarihlendirilen Direkli Kilise bulunmaktadır. Aziz Phillippus’un mezarı, 5. yüzyılda saray mimarlarınca  yapılmıştır. Hieropolis kenti, Bizans Dönemi’nde de önemli bir dinsel kent olmuştur. Çeşitli tarihi bölgeler arasında yer almaktadır ve birçok bölümden oluşmaktadır.

Hierapolis Antik Kenti Yapıları

Oldıkça büyük bir kent olan Hieropolis birçok bölümden oluşmaktadır. Bunlar; Hieropolis tiyatrosu, büyük hamam kompleksi, agora, frontinus caddesi, kuzey bizans kapısı, güney bizans kapısı, gymnasium, tritonlu çeşme binası, latrina, ion sütun başlıklı ev, Apollon kutsal alanı, plutonium, katedral, surlar, su kanalları ve nympeumlar ve Aziz Philippus Martriumu’dur.

Hieropolis Tiyatrosu

Bu büyük antik kent, dört ada üzerine inşa edilmiştir. Dik olan cavea diazoma’dan iki kısma bölünmüş ve dikey olarak inşa edilmiş olan 9 cuneusa Summa cavea galerisi ile 8 basamak yapılmıştır. Alt basamaklar ise orta kısmı, proedria için mermer bir exedra şeklinde düzenlenmiştir. Ayrıca yüksek arkalıklı, arslan ayaklı oturaklar, kentin önemli kişileri için yapılmıştır. Sahne binasında logeion ve geniş bir sahne arkası bulunmaktadır.

Aynı zamanda sahnenin skene ile bağlantısı vardır. Skene, mermer monolit sütunlar tarafından podium üzerine oturtulmuştur. Burada aynı zamanda Apollon ve Artemis’e adanmış, bezeli korniş bulunmaktadır. Bu büyük antik tiyatro, İmparator Septimius Severus zamanında İS III. yüzyılda önceki hali yıkılarak, tekrar inşa edilmiştir. Roma dönemine kadar kullanılan bu tiyatronun tarihi arkhitravının alt yüzünde bulunan İS 352 yılına tarihli yazıttan anlaşılmaktadır.

Büyük Hamam Kompleksi

Günümüzde bu yapının büyük bir kısmı yıkılmış durumdadır. Bazı masif duvarları ve bazı tonozları ayakta kalabilmiştir. Yapının iç mekanında mermerle kaplı olduğuna dair izler görülmektedir. Bu hamamın planı da aynen diğer tipik Roma hamamlarına benzerdir. Girişte büyük avlu, iki yanında büyük holler bulunan bu hamamın içerisinde, kapalı dikdörtgen bir alan ve daha sonraları bulunan esas hamam yapısı bulunmaktadır. Palaestranin yan kanatlarında bulunan büyük holler, imparatora ve yapılan törenler için ayrılmıştır. Bu hamamın kalıntıları da MS. II. yüzyıla ait olduğu bilinmektedir ve günümüzde bu kapalı mekanlar müze olarak kullanılmaktadır.

Agora

Bu yapı meydana gelen büyük depremlerden sonra Hierapolis Ticaret Agorası olarak düzenlenmiştir. Depremlerden önce burası yerleşim dışında, nekropolis ve atölye olarak kullanılmaktaydı. Yapılan kazılarda yuvarlak planlı pişirme odaları olan keramik fırınları ve kabartmalı megara kaseleri bulunmuştur. Daha sonraki yıllarda bu geniş alana, 170 metre genişliğinde 280 metre uzunluğundaki, Küçük Asya’nın en geniş agoralarından biri inşa edilmiştir. Yapılmış olan sistemli araştırma ve kazılar sonucunda anıtsal alanın planı tanımlanmış, onarım çalışmaları ve bulunan mermer blokların düzenlenmesi yapılmıştır.

Frontinus Caddesi

Bu cadde mimari özellikleri sebebiyle kapı ile birlikte yapıldığı düşünülmektedir.  14 metre genişliğinde, kentin ana caddesini oluşturmaktadır. Tam ortasından üstü monolit kapak taşları ile örtülü kanalizasyon sistemi geçmekte ve her iki kenarında toplam uzunluğu 170 m olan dükkan, depo ve evler bulunmaktadır. Biraz daha geç dönemde inşa edilmiş olan caddeyi işgal eden mekanlar, cadde düzeni bozarak caddenin genişliği 8 metreye indirmiştir. Frontinus caddesinin yüzeyi (platea), 2 metre yüksekliğinde tamamen kaynak sularından dolayı kalker tabakası ile kaplıdır. Bu caddenin kalker tabakasından açmak için kompresörle açma çalışması yapılmak zorunda kalmıştır.

Kuzey Bizans Kapısı

Bu antik kent, kuzey kapı yapılan sur sistemine dahildir. Kuzey Kapı, Güney Kapı’ya simetrik olarak Bizans Dönemi’nde kentin anıtsal girişini oluşturmuştur, ayrıca devşirme malzeme ile inşa edilmiş olan bu kapı, kare planlı iki kule ile desteklenmiştir. Kapıda taşıyıcı arkhitravın üzerinde zarif kemer, haç motifi ile bezel yer almaktadır. Kapıda bulunan diğer Hristiyan sembolleri arkhitravın ön cephesinde bulunmaktadır. Bu antik şehri kötü etkilerden korumak  için, girişin iki yanında, apotropeik olarak duran arslan, panter, gorgo başı ile bezeli bulunmaktadır. Aynı zamanda daha eski tarihlerde yapıldığı ve kullanıldığı belli olan dört adet konsol da günümüze ulaşmıştır.

Güney Bizans Kapısı

Bu kapı MS IV. yüzyılda inşa edilmiştir. Kuzey Bizans kapısı gibi devşirme malzeme ile inşa edilmiş olan bu kapı, traverten bloklar ve içinde mermer ile kaplıdır. Aynı kuzeydeki kapıda olduğu gibi, bu kapıda 2 adet dörtgen kuleye yaslanmış halde ve monolit arşitrav üzerinde yer alan hafifletme kemeri ile şekillenmiştir. Güney Bizans kapısı Kuzeye göre daha alçakta bulunmaktadır.

Gymnasium

Bu alanda bulunan sütun dizisi ve üzerindeki yapılar, buranın gymnasium olduğuna işaret etmektedir ayrıca üstünde yazıtlı bir arşitrav parçası da bulunmaktadır. Bu yapının mimari özellikleri,  İS I. yüzyılda Hierapolis kenti yapı faaliyetleri sırasında inşa edildiğini gösterir. Bu dönem yaklaşık olarak büyük depremler sonrasında Apollan Tapınağı ve Frontinus Caddesi’nin yapıldığı dönemdir.

Tritonlu Çeşme Binası

Tritonlu Çeşme Binası, şehrin içerisine bulunan Apollon Tapınağı’nın yakınlarındaki çeşme binası ile birlikte bulunan 2 büyük binadan biridir. Bu yapı caddeye açılmaktadır. 70 metre uzunluğunda bir havuzdan ve bu havuzun içine heykel konmak için kazılan nişlerin iki kıvrımından oluşmuştur. Yapılan sistematik kazılar ve araştırmalar sonucunda, büyük havuzun içine düşmüş halde bulunan kalın bir kalker tabakası tarafından kaplanmış yapının, yeniden elde edilmesi için onay alınmıştır. Özellikle Amazzonamachia sahnesinin olduğu bloklar ve nehirlerin kişiselleştirildiği kabartmalar onarılmıştır. Stilistik karakterleri bulunan arşitrav üzerine yazılmış İmparator Alexander Severus’a ithaf, bu yapının tarihini ortaya koyar.

Latrina

Bu yapının çok büyük bir kısmı depremler sırasında yıkılmıştır. Fakat tüm parçaları ile günümüze ulaşmıştır. Uzun ve dar olan yapının giriş kısmında iki tane kapı bulunmaktadır. Traverten bloklardan yapılmış olan bu yapı, ağır çatıyı taşıyan monolit dor düzenindeki sütun dizisi ile ikiye bölünmüştür. Bu mekanın tabanında kanal bulunmaktadır. Bu kanal lağım sularını caddedeki kanalizasyona taşır. Aynı zamanda pis suları taşıyan kanalın yanında birde temiz su kanalı bulunmaktadır. Aşınan ve zarar görmüş olan travertan levhalar ile düzeltilmiştir. Depremler sırasında yıkılan sütunların üzerine kırmızı boya ile İmparator Justinianus adına yazılmış yazılar bulunmaktadır.

İon Sütun Başlıklı Ev

Bu ev Tiyatro’ya giden ikincil uzun bir yol üzerinde bulunmaktadır ve orjinal yapının İ.S. II.yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Domus kentin aristokrat ailelerinden birine ait olduğu düşünülmektedir. Merkezi bir peristyle kullanılan mekanlar, bu evin her kenarında üç sütun ile çevrilmiştir ve ismini mermerden yapılmış olan ince ion başlıklı sütunlardan almıştır. Ev zaman içerisinde değişikliğe uğramıştır. Oturma alanının doğusuna yeni bir opus sectile döşemeli ziyaret odası eklenmiştir. Bizans öncesi döneme ait duvar üzerine yazılar yazılmıştır. İncil’in bir parçası olduğu bilinmektedir. Bu evler depremler sonucu ile ciddi oranda yıkılmıştır.

Apollon Kutsal Alanı

Apollon Hieropolisin en önemli tanrısıdır ve bu kutsal yapıda Hierapolis’in en önemli tanrısına adanmıştır. Teraslar üzerine kurulmuş olan bu kutsal alan, mermer merdiven ile birbirine bağlanmıştır. Alttaki teras geniş bir alan üzeride dor düzenindeki mermerden sütunlarla çevrilmiş, iç kısmı öncesinde Tapınak şeklinde tasarlanmış fakat daha sonra kehanet merkezi olarak yapılmıştır. Yapı Plutonium’u kapsamaktadır. Orta kısımda yer altından giriş ile zehirli gaz yayılmaktadır. İon düzeninde yapılan bu tapınak, önceden merkez kutsal alan olarak tanımlanmıştır. Üçüncü bir yapı daha son olarak Kuzeyde bulunmuştur. Bu yapıların hepsi zaman içerisinde çok fazla değişiklik geçirmiştir.

Plutonium

Yapılan arkeolojik kazılarda, Ploutonium Kutsal Alanı (Cehennem Kapısı) ve antik dünyada“ölüler ülkesine geçiş kapısı” olarak bilinmektedir ve gün yüzüne çıkarılmıştır. Kendisine yaklaşan canlıların ölümüne neden olan gazın (karbondioksit) çıktığı mağara olarak bilinen bu yapı özelliğinden dolayı tanrı Plouton ve eşi Persophone’nin hüküm sürdüğü yeraltı dünyasının girişi olarak bilinmektedir. Girişi tapınağın sağ tarafındadır. Yapılan kazı çalışmaları sonucunda gün ışığına çıkartılan kalıntılar ve eserler sayesinde eşsiz bir sit alanı olarak kabul edilmiştir.

Kazılarda birçok eser elde edilmiştir. Bunlardan bazıları; Plouton’a, inananları tarafından adak olarak bırakılan, Helenistik dönemden kalma ve her biri farklı bir figürde olan, Kutsal ritüellerde kullanılan kandiller, Helenistik zamanda yapılmış, özel saç sistemi ve altın küpe takmak için kulağında iki delik olan tanrıça Aphrodite’ye ait mermer bir baş ve mermer Dionysos Heykeli, mağaranın girişini koruyan biri mermer yılan heykeli ikincisi ise mermer Kerberos heykelidir.

Katedral

Katedral bu kentin en önemli Hristiyan kült yapılarından biridir. Sağdaki kapıdan vaftiz mekanına girilmektedir. Sütunlar ile 3 nefe ayrılmıştır. Yapı planından yola çıkılarak bu katedralin orta çağ onarımları ile İ.S. VI. yüzyılın birinci yarısına ait olduğu ortaya çıkmıştır.

Surlar

Hierapolis antik kentinin,  MS. 396’da çıkarılan bir kanun ile kuzey, güney ve doğu yönlerinde surlarla çevrilmiştir.

Su kanalları ve Nympeumlar

Kentin çevresindeki tepelere inşa edilmiş kanallar bulunmaktadır. Bu kanallar kente içme suyunu sağlamaktadır. Biri kuzeyde Pamukkale ve Karahayıt arasında, diğeri doğuda Güzelpınar yönünde olan bu kanallar bugün hala görülmektedir. Kanalları hepsi kentin doğusunda bir filtre odasında birleşmektedir. Çıkan sular kent sokaklarına, oradan da daha küçük çaplı künklerle evlere gitmektedir.

Aziz Philippus Martriumu

Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Philippus burada çarmıha gerilerek öldürülmüştür. Hristiyanlık resmi din olduktan sonra Aziz Plilippus adına öldürüldüğü yerde edavi merkezi şeklinde bir şehitlik yapılmıştır ve sekizgen şeklindedir. Ortasında ise Aziz Philippus’un mermer kaplı mezarı vardır. Bu yapı Bizans döneminde surun dışında kalmıştır. Yapının içerisinde küçük şapeller bulunmaktadır. Günümüzde Aziz Philippus bayramında ayin düzenlemektedir.

Hieropolis Antik (Kleopatra) Yüzme Havuzu

Bu kentte yaşanan büyük depremler sebebiyle şehirde çok büyük bir göçük oluşmuş ve tüm sütunlar ve diğer tarihi yapılar bu göçüğün içine girmiştir. Bölgede bulunan termal sular da bu göçüğü doldurmuş ve burada bir havuz oluşturmuştur. Sonrasında ise şifa niyetine kullanılmıştır. Birçok hastalığa iyi geldiği tespit edilmiş olan bu havuz, yıl boyunca çok sayıda kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Bu havuz yaz sezonunda 08:00-21:00, kış sezonunda ise 08:00-17:00 saatleri arasında açıktır. Hierapolis Antik Kentine giriş yapmak için 35 TL, sonrasında ayrıca havuzda yüzmek içinde 32 TL ücret ödenmesi gerekmektedir.

Konaklama

Türkiye’nin gözde turizm mekanlarından olan Pamukkale’de, konaklama yapabileceğiniz oteller ilçe merkezi ve Karahayıt Köyü (Mahallesi) olmak üzere iki bölgede toplanmış durumdadır. Uygun fiyatlı butik oteller, travertenlere ve Hierapolis Antik Kenti’ne yakın bulunmaktadır. Lüks oteller ise, İlçe merkezine 7 kilometre uzaklıkta bulunan Karahayıt’ta bulunmaktadır. Bu otellerin kendilerine ait termal havuzları, SPA merkezleri bulunmaktadır. Otellerin bazıları müşterilerine servis hizmeti de sunmaktadır.

Yöresel Lezzetler

Gezi sonrasında etrafta çok sayıda yemek yemek için mekan bulunmaktadır. Mutlaka tadılması önerilen ünlü lezzetler arasında, mantarlı saç kavurma, mantar çorbası, kuzu kapama, güveçte mantar, buldan kapaması, yoğurtlu patlıcan gömmesi, sıyırma, sura, kaçamak, gındıra çorbası, kedi börülcesi çorbası, tas kapama, top tarhana çorbası, sirkeli et, ciğer sarma ve ayran ufaklaması bulunmaktadır. Restoranlarda özellikle bu yemekler yöresel konseptler ile misafirlere sunulmaktadır. Ayrıca çok tüketilen ve meşhur gazozlarından biri olan Zafer Gazozunun da tadına bakılmalıdır.

Hierapolis Antik Kenti Ziyaret Saatleri

  • 15 Nisan / 2 Ekim

Yaz Açılış Saati: 08:00 –

Yaz Kapanış Saati: 21:00

  • 3 Ekim / 14 Nisan

Kış Açılış Saati: 08:003 –

Kış Kapanış Saati: 17:00

Hierapolis Antik Kenti Giriş Ücreti

Giriş Ücreti: 35 TL

Hierapolis Antik Kenti Nasıl Gidilir ?

Adres: Pamukkale Ören yeri Pamukkale ilçesi DENİZLİ

Nasıl Gidilir?

Denizli ilinin 18 kilometre kuzeyinde yer alan bu antik kente şehir merkezinden veya otogarından Pamukkale Ören yerine giden minibüsler ile rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Eğer kendi aracınız ile gidecekseniz, şehir merkezinden Ankara Bulvarı yoluna çıkıp Develi güzergâhına doğru, yaklaşık olarak 20 kilometre yol aldıktan sonra, rahatlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz.

Ne Zaman Gitmek Gerekir?

Pamukkale gezisi bahar ayları için daha uygundur. Havuza girmek ve çıplak ayakla dolaşmak için kış ayları çok ideal olmayabilir. Nisan- Mayıs ve Eylül gezi için oldukça idealdir.

YAZAR BİLGİSİ
Modanium Özel
Modanium özel yayınıdır - Doğada seçimi kadın yapar !
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.